İşte dikkat çeken o satırlar:
Uzun bir dönemdir bu konuyu yazmak istiyorum. Ülkenin içerisinde bulunduğu kötü gidişattan dolayı hep ertelemek zorunda kaldım. Ama artık birileri olan biteni yazmalı.
Biliyorsunuz, adayların belirlenmesine yönelik CHP Genel Merkezinde Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla 5’li bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyonda Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın, Umut Oran, Adnan Keskin, Bülent Tezcan ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil görev almıştı.
Komisyonun görevi, seçim sürecinde ön seçim yapılan yerler dışında, anket ve kamuoyu yoklaması yöntemiyle eğilim yoklaması yapmak ve en uygun adayın belirlenmesini sağlamaktı.
Ancak bu yöntem İzmir’de hem seçim sonuçları açısından geri tepti, hem de bu işe fena halde şaibe bulaştı. O komisyon üyelerinden bazıları Kılıçdaroğlu tarafından pasifize edildi ama İzmir’de bu sürecin tartışması hiçte bitecek gibi görünmüyor.
Çünkü birçok aday adayı tarafından yaygın biçimde dillendirilen iddia; bazı Komisyon Üyelerinin kendilerinden maddi taleplerde bulunduğu, karşılanmayınca da adaylığın elden gittiği yönünde. Bazıları bu talebi karşılamasına rağmen aday yapılmadığından, yani kandırıldığından şikayetçi olurken. Aday adayı olan bazı isimler ise ilçelerinde çıkan anket sonuçlarına uyulmadığından yakınıyor. Bunların içerisinde Bayraklı, Buca, Çiğli, Dikili, Foça, Karabağlar ve Karşıyaka gibi ilçelerin isimleri de geçiyor.
Konuyu daha derinden irdelemek için içlerinde eski Belediye Başkanları da dahil olmak üzere, birkaç aday adayı ile bizzat görüştüm. O süreçte çarkın nasıl işlediğini, Genel Merkezin yaptığı ankette önde çıkanların son dakika da nasıl değiştirildiğini, yerlerine atanan kişilerin hangi şekilde atandığını anlattılar. Para pul işlerinin döndüğü iddia edilen bu süreç CHP açısından oldukça yaralayıcı. Ben bu iddiaların doğruluk payının da yüksek olduğuna inanıyorum. Bu yüzden iki öneri de bulunmak istiyorum.
Bir zamanlar Bornova Belediye Başkanı olan ve tekrar aday olmak isterken adaylığı Kocaoğlu ve Yüksel tarafından engellenen CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır’da bu bahsettiğim sürecin mağdurlarından birisi.
İlk öneri, Sayın Sındır’ın Kılıçdaroğlu ile de konuşup bir komisyon oluşturması. İzmir’de 8 Belediyenin nasıl kaybedildiğini, bu kayıplarda partiden ayrılanların mı yoksa İzmir’i dizayn eden Aziz Kocaoğlu, Alaattin Yüksel ve Ali Engin’in mi hatası olduğunu ortaya çıkarması gerekir.
İkinci öneri, böyle bir komisyonun yukarıdaki iddiaları da işleme alması artık kaçınılmazdır. 5’li komisyon hakkındaki iddiaları dinlemek için aday adayları ile konuşulması, hem ahlaki açıdan hem de partinin geleceği açısından önemli bir adım olur. Aksi durumda, geçmişteki şaibeli sürecin hesabı sorulmadıkça ve özeleştirisi verilmedikçe, aynı düzen 2019 yılında da sürüp gider.
Biz ahlaki açıdan olması gerekeni söyledik.
Şimdi top Sayın Sındır’da.
Kendisinin de haksızlığa uğradığı o dönemin hesabını soracak mı, yoksa olan bitenin üzerini mi kapatacak?
İyisi mi bekleyip görelim…