10 Ekim katliamından 11 gün önce, canlı bombalara Ankara’ya kadar eskortluk yapan sanık Yakup Şahin’in Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığının Gaziantep Emniyet’i tarafından bilindiği anlaşıldı.Belgelere göre, gübre bayisinin ihbarı üzerine Emniyet Şahin’in kimliğini tespit etti. TEM ve İstihbarat Şube, katliamdan 8 gün önce kendisine bildirilen bu duruma karşın hiçbir işlem yapmadı. 36 sanığın yargılandığı Ankara Tren Garı katliamına ilişkin dava dosyasının 9 klasörü, mahkemenin davada karar verdiği tarihten 1.5 yıl sonra “kimliği tespit edilemeyen kişi” tarafından Ankara Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’na bırakıldı. Cumhuriyet’ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Nizip Emniyet Müdürlüğü’nü 30 Eylül 2015 tarihinde saat 17.45’te arayan bir kişi, “Fıstık hali karşısında Özdemir Tarım İlaç Bayisiyim. Terör olayları ile ilgili olarak Nizip’te bir istihbarat var mı? Az önce şüpheli bir şahıs benden gübre istedi. ‘33 Nitrat gübreyi zimmetle satmak zorundayız’ dedim. Bunu söyleyince iki kişi, almadan ayrıldılar” dedi.İhbarı değerlendiren Nizip Başsavcılığı’nın talimatı üzerine Nizip Emniyeti TEM Amirliği ekipleri, 30 Eylül 2015’te gübre bayisine giderek kamera kayıtlarından IŞİD şüphelisini tespit etti.İşyeri sahibi ile de konuşan polisler, buna ilişkin tutanak tuttu. Tutanağa göre, 30 Eylül akşam saatlerinde işyerine 27 Z plakalı beyaz renkli bir araç ile gelen bir erkek şahıs, 33 Nitrat ibareli gübreden iki ton alacağını söyledi. Araç kiralamaya giden şahıs, kısa bir süre sonra beyaz renkli Ford Transit marka kamyonet ile geri geldi ve 2 bin TL tutan gübrenin parasını işyeri sahibine teslim etti. İşyeri sahibi, bu satışı kayda girmek için şüphelinin kimliğini istediğinde şahıs üzerinde kimliğinin olmadığını ifade ederek işyerinden ayrıldı. Gelenlerin çiftçiye benzemediğini gören işyeri sahibi de durumdan şüphelenerek polise ihbarda bulundu.Nizip Emniyet Müdürlüğü, gübre bayisinin kamera kayıtlarından yaptığı incelemede gelen şahıslardan birinin Yakup Şahin olduğunu tespit etti. Aracın Şahin’in kızkardeşine ait olduğunu belirledi. İhbarı yapan M.Ç. adlı kişinin de ifadesi 2 Ekim 2015’te Nizip Tem Amirliği’nde alındı.
İçişleri Bakanlığı, Ankara Tren Garı önünde 10 Ekim 2015 günü meydana gelen ve 103 kişinin hayatını kaybettiği katliam için sorumluluk kabul etmedi ve ''İhmal yoktur'' dedi. Bakanlık, dava masrafların...14 Haziran 2016
103 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Veysel Atılgan'ın annesi Nezihe Atılgan ve 3 kız kardeşi olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği'ne dava açtı.
103 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Veysel Atılgan'ın annesi Nezihe Atılgan ve 3 kız kardeşi olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği'ne dava açtı.
Mahkeme, olayda “hizmet kusuru” bulunduğu gerekçesiyle baba İbrahim Atılgan yönünden anne Nezihe Atılgan’a 283 bin 183 TL ve bir kızı için 47 bin 881 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine karar verdi. 9 yaşındaki Veysel için ise mahkeme anneye sadece 63 bin 801 TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme hem baba hem de Veysel için toplamda 394 bin TL maddi tazminat ödenmesine karar verirken, iki kız kardeş için maddi tazminat ödenmesine yer olmadığına hükmetmiş oldu.
Baba ve oğul için 700 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
Mahkeme, manevi tazminat talebine ilişkin olarak da baba İbrahim Atılgan yönünde anne Nezihe Atılgan için 100 bin TL, üç kız kardeşe ayrı ayrı 100 biner TL ödenmesine karar verdi. Veysel yönünden ise mahkeme, anneye 150 bin TL, her üç kız kardeş ayrı ayrı 50’şer bin TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme baba ve Veysel için anne ve üç kız kardeşe toplam 700 bin TL manevi tazminat ödemeye karar vermiş oldu. Taraflara tebliğ edilen gerekçeli kararda olayda idarenin kusuru bulunduğu anlatılırken çarpıcı değerlendirmeler de yapıldı.Kararda özetle şöyle denildi:
“Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması devletin asli görevidir. Elinde yakın tarihli istihbari bilgi bulunan idarenin, önceki standart uygulamasından dahi ayrılarak, bu bilginin ilgili birimlere iletilmesi, güvenlik tedbirlerinin alınması noktasında gerekli ve yeterli hassasiyeti göstermediği ve bu suretle hizmet kusuru bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Uzun süreli terör deneyimi olan bir devlette ihmal olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan kusurlu davranış sonrası istihbari bilgide yer alan doğrultuda gerçekleşen canlı bomba eyleminden kaynaklı ölüm olayında idarenin gerekli ve yeterli özeni göstermemesi nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.”
GAZİANTEP EMNİYET’İ UYARILDI
Nizip Emniyet Müdürlüğü, bu durumu 2 Eylül 2015’te Gaziantep Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Büro Amirliği’ne yazı ile bildirdi. Yazıda, gerekli araştırmaların yapılması istendi.GÜBRE ALMAYA GİDEN ESKORTLUK YAPMIŞTI
Gaziantep’te örgütlenen Yunus Durmaz liderliğindeki IŞİD hücresi, patlayıcı maddeleri başka bir yerden temin ettikten sonra Nizip’teki bir depoda sakladı. İki canlı bombayı Ankara’ya getiren aracın eskortluğunu da Emniyet’in kimliğini bildiği Yakup Şahin yapmıştı.GİZLİ DOSYA SKANDALI
100 kişiyi öldüren canlı bombalara Ankara’ya kadar eskortluk yapan Yakup Şahin, Gaziantep’teki bir gübre bayiinden iki ton 33 Nitrat almaya çalıştı. Kimliği istenince vazgeçti. Şüphelenen gübre satıcısı Emniyet’e bildirdi. Kamera kayıtlarından şüpheli tespit edildi, ama işlem yapılmadı. Belgeler mahkemeden kaçırılan ve 1.5 yıl sonra savcılığa bırakılan dosyalardan çıktı. DOSYAYI SAKLAYAN SAVCI KİM?Gar katliamı davasında örgüt yöneticiliğinden 18 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık Erman Ekici hakkında “insanlığa karşı suç ve 100 kişiyi öldürmek” suçlarından açılan davanın ilk duruşması da dün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Suçlamaları kabul etmeyen ve kurban seçildiğini öne süren Ekici, “Ebu Talha kod adlı kişi ben değilim” iddiasında bulunurken, Suriye’de silahlı faaliyet yürüttüğü suçlamaları da kabul etmedi. Daha sonra müşteki avukatlarından Murat Kemal Gündüz, savcılığın 9 klasörlük delil dosyasını saklamasına tepki gösterdi. Klasörlerden çıkan belgelerden 10 Ekim katliamından 11 gün önce IŞİD üyelerinin saldırı hazırlığının tespit edildiğini vurgulayan Gündüz, “Buna karşın Gaziantep Emniyeti, üzerine düşen görevi yapmadı ve katliamı önlemedi. Katliama giden yolun önü kesilmemiştir. Kamu görevlileri, bu katliamın yaşanmasında birinci derecede sorumludur” dedi. Gündüz, belgeleri saklayan savcı hakkında da HSK’ye suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, kararda, “IŞİD’in canlı bomba saldırısı düzenleyeceğine ilişkin idarenin elinde yakın tarihli istihbarat bulunmasına rağmen gerekli ve yeterli önlemin alınmamasının hizmet kusuru olduğu” belirtildi.Bakanlık: Ankara'daki Gar Saldırısında İhmal Yokİçişleri Bakanlığı, Ankara Tren Garı önünde 10 Ekim 2015 günü meydana gelen ve 103 kişinin hayatını kaybettiği katliam için sorumluluk kabul etmedi ve ''İhmal yoktur'' dedi. Bakanlık, dava masrafların...14 Haziran 2016
103 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Veysel Atılgan'ın annesi Nezihe Atılgan ve 3 kız kardeşi olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği'ne dava açtı.
103 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Veysel Atılgan'ın annesi Nezihe Atılgan ve 3 kız kardeşi olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği'ne dava açtı.
Mahkeme, olayda “hizmet kusuru” bulunduğu gerekçesiyle baba İbrahim Atılgan yönünden anne Nezihe Atılgan’a 283 bin 183 TL ve bir kızı için 47 bin 881 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesine karar verdi. 9 yaşındaki Veysel için ise mahkeme anneye sadece 63 bin 801 TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme hem baba hem de Veysel için toplamda 394 bin TL maddi tazminat ödenmesine karar verirken, iki kız kardeş için maddi tazminat ödenmesine yer olmadığına hükmetmiş oldu.
Baba ve oğul için 700 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
Mahkeme, manevi tazminat talebine ilişkin olarak da baba İbrahim Atılgan yönünde anne Nezihe Atılgan için 100 bin TL, üç kız kardeşe ayrı ayrı 100 biner TL ödenmesine karar verdi. Veysel yönünden ise mahkeme, anneye 150 bin TL, her üç kız kardeş ayrı ayrı 50’şer bin TL ödenmesine hükmetti. Böylece mahkeme baba ve Veysel için anne ve üç kız kardeşe toplam 700 bin TL manevi tazminat ödemeye karar vermiş oldu. Taraflara tebliğ edilen gerekçeli kararda olayda idarenin kusuru bulunduğu anlatılırken çarpıcı değerlendirmeler de yapıldı.Kararda özetle şöyle denildi:
“Kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması devletin asli görevidir. Elinde yakın tarihli istihbari bilgi bulunan idarenin, önceki standart uygulamasından dahi ayrılarak, bu bilginin ilgili birimlere iletilmesi, güvenlik tedbirlerinin alınması noktasında gerekli ve yeterli hassasiyeti göstermediği ve bu suretle hizmet kusuru bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Uzun süreli terör deneyimi olan bir devlette ihmal olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan kusurlu davranış sonrası istihbari bilgide yer alan doğrultuda gerçekleşen canlı bomba eyleminden kaynaklı ölüm olayında idarenin gerekli ve yeterli özeni göstermemesi nedeniyle hizmet kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.”