Ne kadar özgürsünüz...
Müdürünüzün izin verdiği kadar, yasalar çizdiği sınır kadar, patronunuzun verdiği maaş kadar... Veya eşinizin, sevgilinizin göz yumduğu kadar...
Taksiye binemezsiniz, paranız yoktur, lüks lokantaya gidemezsiniz sizi kapıdan almazlar...
Özgürlük deyince birde aklınıza eşitlik gelir...
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bazıları “çok çok çok daha eşittir”
Nedense hep sizin başınız derttedir, nedense hep sizin cebinizde para yoktur, nedense en küçük olayda polis sizin yakanıza yapışır...
Özgürlük, eşitlik derseniz aklınıza durduk yerde hemen “haklarınız’’ gelir...
Yukarıda saydıklarımız sizinde hakkınızdır...
Ama sadece hakkınızıdır... Fazla ileri gitmeyin... Çünkü sahip olma şansınız hiç yoktur... Olmaz ve olamaz...
Sadece bir istisna ile...
Birileri size “yürü ya vatandaşım” derse...
Öyle haktan hukuktan bahsederken hemen bir direğe sarılırsanız adı demokrasi direğidir...
Alın bir abuk soru daha...
Demokrasi nedir?
Ünlü İngiliz Başbakanı Winston Churchill diyor ki:; demokrasi kötü bir rejimdir, ama daha iyisini bulamadık.. (Böyle idare edin demek istiyor).
Yani Demokrasi de ayrı bir açmaz...
Demokrasilerde her şeyi yapma ve söyleme özgürlüğünüz var mıdır...
ııııhhhh...
Yoktur..
Almanların yüzde 80’ni Hitler hayranıdır...
Ama Hitler’in adını telafuz dahi edemezler...
Bakmayın öyle palavra sıktıklarına, Almanya’da Nazi partisinin kurulmasına izin verilsin ilk seçimlerde ezici bir çoğunlukla iktidara gelecektir...
Yani demokrasilerde içinizden geldiği gibi hareket edemezsiniz...
O tarihte bir kere oldu...
O da Fransız İhtilali’nde anarşizm dönemidir. (Anarşizm: Hiç bir yönetime tabi olmaksızın insanların istediklerini yaptığı hiç bir kurala bağlı olmaksızın yaşayabileceğini öne süren siyasi felsefe. Kuralsızlık yumağı.)
Yani demokrasilerde siz ulu orta sevmediğiniz kişi hakkında fıkra anlatamazsınız...
Şimdi bu demokrasi deyince aklımıza; düşünce özgürlüğü geliyor...
Evet Türkiye’de düşünce özgürlüğü sonsuzdur...
Ancak o düşünceniz yasalara ve kurallara aykırıysa ve sizde düşüncenizi yüksek sesle telafuz ettiyseniz, veya bir yerlere yazdıysanız başınız dertte demektir...
Avrupalı derki, bizde düşünce ve ifade özgürlüğü vardır...
Doğrudur. Avrupalılar eğitimleri sırasında öylesine bireysel ve kamusal otokontrol eğitimi almışladır ki, kurlların dışına çıkmazlar...
Yani hiç bir Alman içinde fırtınalarda esse “Hayl Hitler” diyemez, demez...
Onlar kurallar içinde düşünmeyi öğrenmişlerdir. Bir düşünce disiplinine sahiptirler.
Biz henüz o otokontrol bilincine ulaşamadık...
Özgürlüğü ulu orta fıkra anlatmak sanıyoruz bunu da demokrasi olarak niteliyoruz....
Bu ülkeye hakaret ediliyor adı “eleştiri ve özgürlük” oluyor.. Onları eleştirince de “demokrasi” yara alıyor...
Demokratlık sizlere ömür...
Yani tam bir curcuna...
İşte bu tarifi güç felsefi yapıları iyi öğrenir taşları yerine iyi koyarsak, sapla samanı karıştırmanın özgürlük ve demokrasi olmadığın öğrenirsek, bu polis ve kanun devletinden kurtulur, laik, sosyal bir hukuk devleti oluruz...
İşte o zaman eşitlik adına sokağa çıkarız, o zaman hukuk isteriz, o zaman paylaşım talip ederiz...