Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, parti genel merkezinde Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ile görüştü. Ayşe Ateş, Çayır ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Ateş, Sinan Ateş cinayeti ile ilgili ilk duruşması 1 Temmuz'da görülecek davaya ilişkin siyasi parti genel başkanlarından destek istediğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinin olumlu ve güzel geçtiğini aktaran Ateş, Güzel geçti; ancak bizim için asıl mücadele şimdi başlıyor. Bunu ifade etmek isterim. Bundan sonra sesimizi daha da gür bir şekilde çıkaracağız. Basın mensuplarıyla ve siyasetçilerle birlikte bu adalet yürüyüşünü gerçekleştireceğiz. İnşallah da sonuca varacağız. Varmak için elimizden gelen mücadeleyi gerçekleştireceğiz. Dosya hakkında konuştuk. Hatta detaylı bir konuşma oldu. Muzdarip olduğumuz konulardan bahsettim. Bu tehditlerden, iftiralardan, hakaretlerden uzun uzun bahsettim. Kendisi Sayın Bakan'a (Adalet Bakanı Yılmaz Tunç) bir dosya hazırlamamı ve hem kendisine hem de Hasan Doğan Beyefendi'ye iletmemi istedi. O dosyayı hazırlıyorum. Bunun dışında yargılanmanın en hızlı şekilde yapılması, dosyadaki faillerin, suçu delillerle sabit olan bu faillerin hepsinin hızlı bir şekilde yargılanması için kendisinden bir irade koymasını istedim, talep ettim. Kendisi de en hızlı şekilde ne gerekiyorsa yapılacağının sözünü bana verdi dedi.
'ONLARI ÇOK ZOR GÜNLER BEKLİYOR'
Şimdiye kadar üzüldüklerini, uyumadıklarını, korktuklarını aktaran Ateş, Şimdi bu bir eşikti. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan onu aldım ve bugünden sonra katilleri koruyanlar, katiller, suçlular, bize hakaret edenler, iftira atanlar, hepsini bir yere koyuyorum. Yarın ne söyleyeceklerini ne yapacaklarını düşünmeye başlasınlar. Onları çok zor günler bekliyor. Cumhurbaşkanı, gereğinin en kısa sürede yapılacağı yönünde bize kendisi söz verdi. Adalet Bakanı da gerekli bilgileri tamamladı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın talimatlarını yerine getireceğini söyledi. Güzel, duygusal bir görüşmeydi. Kızlar, benden fazla konuştu zaten. Çıktıktan sonra oradan mutlu ayrıldılar. Eve geldikten sonra onlar da psikolojik olarak büyük bir rahatlama yaşadı. Kendimizi daha iyi hissettik. Devletimizin arkamızda duracağını daha somut bir şekilde hissettik. Tabii bu kazanılmış bir zafer değil. Bütün suçlular eksiksiz bir şekilde yakalanıp, yargılandığı zaman bizim zaferimiz. Mücadeleye yeni başlıyoruz. Bundan sonra sesimiz daha güçlü çıkacak diye konuştu.'GEREKENİN YAPILACAĞINI SÖYLEDİ'
Daha önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşme talepleri olduğunu aktaran Ateş, Ancak bugüne kadar bir görüşme maalesef gerçekleşemedi. Sayın Cumhurbaşkanı'nın sessizliği hakkında, 'Neticede kendisi bir devlet yönetiyor. Muhakkak kendisinin de düşündüğü, bildiği hissettiği bir şeyler vardır' diye düşünerek, şahsına ve devletime güvenerek, devletimin de hiçbir şekilde bir zarar görmesini istemediğim için bugüne kadar bu sessizliği anlama gayretinde bulundum. Bu sebeple, ben de iddianame ortaya çıkana kadar sessizliğimi korudum. Ama artık onun sessizliğinden bu insanların güç aldığını ve her şeyin ortaya saçıldığını ve artık somut adımlar atılması gerektiğini, bizim de artık sabrımızın gerçekten tükendiğini kendisine ifade ettim. Kendisi de gerekenin yapılacağını söyledi dedi. Ateş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendilerine hareket alanlarını rahatlatacaklarını söylediğini belirterek, 'Daha rahat sosyal hayata dönüşünüzü sağlayacağız. Gereken tedbirleri alacağız. Kızlarınızla artık bundan sonra daha rahat hareket edebileceksiniz' şeklinde söylemi oldu diye konuştu.'KIZIM ZEYNEP YANINA GİTTİ'
Ateş, Kızım Zeynep, Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanına gitti ve dedi ki 'Tayyip dede sana bir şey söyleyebilir miyim' dedi. O da 'Söyle' dedi. 'Babamın katillerini yakalayabilir misin' dedi. O da 'Tamam kızım' dedi açıklamasında da bulundu.'MİLLİYETÇİYİM DİYENLER YERİNİ ALMAK ZORUNDA'
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da Ayşe Ateş'in mücadelesinde yalnız olmadığını belirterek, Her halükarda bu haklı yürüyüşün, adalet yürüyüşünün, destekçisi ve yanındayız. Kesinlikle ve kesinlikle 1 Temmuz'da da mahkemenin önünde, içinde olacağız. Zira artık Ankara'nın orta yerinde Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış, akademisyen ve aydın bir insanın öldürülmesine hiç kimsenin seyirci kalmaması gerekir. Hazırlanan iddianamenin de ve ortaya konan tavrın artık değişmesi gerekir. Sırf ısmarlama hazırlanmış iddianame asla ve asla kabul edilemez. Ortada bir suikast ve cinayet var. Bu cinayetin, 2-3 tane insanın, 2-3 tane kendi bilmezin bir eylemiymiş gibi sunulmasını asla kabul edemeyiz. Artık yeter, kendisini Ülkücü sayan, kendisine 'Ülkücüyüm, milliyetçiyim' diyenler bu davada yerini almak zorunda. Lafla olmaz diye konuştu