İnce, Erdoğan'ın vaadleriyle ilgili "16 yıldır aklın neredeydi" diye konuştu. Meydanlarda ekonomi konuşacağını belirten İnce, Erdoğan'a, "Promter'ını al, danışmanlarını al, çık karşıma" ifadeleriyle seslendi.
Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, Menderes, Ödemiş, Kemalpaşa, Bergama, Aliağa, Çiğli’yi kapsayan İzmir turuna başladı. Saat 11:00’de Adnan Menderes Havalimanı’nda çok sayıda CHP’li milletvekili adayı, belediye başkanları ve partililer tarafından karşılanan İnce, uzun bir konvoy eşliğinde İzmir’in Menderes ilçesine gitti. İnce şehir meydanında “Türkiye’ye güvence Muharrem İnce” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla karşılandı. Meydanın karşısında bulunan Saadet Partisi İlçe Başkanlığı binasının terasında çok sayıda partilinin mitingi izleyerek İnce’yi alkışladığı görüldü. Bir CHP’linin “Hoşgeldin fikrimin ince gülü” yazılı pankartı dikkat çekti.
İnce Menderes’teki mitinginde şöyle konuştu:
“BİZİM MARKA ÜRETMEMİZ LAZIM”
Ben otomobil fabrikası istemiyormuşum. Erdoğan'ın bilmediği şu; Erdoğan diyor ki, otomobilin kaportasını, lastiğini, koltuğunu ben yapayım. Ben de diyorum ki, otomobilin beynini ben yapayım. Geri kalmış, cahil, bilmiyor. Çünkü matematik bilmiyor. Televizyon yapıyoruz biz bir televizyondan 10 euro kazanıyoruz. Sen Almanya'daki otomobil fabrikasını gezdin mi? Bir otomobilden 100 euro kazanıyoruz. Avane kasnak gibi çalışıyoruz. Çünkü markamız yok ortada. Bizim marka üretmemiz lazım.
Gençler sizi iyi yetiştireceğiz. Bakın, Cumhuriyet yeni kurulduğunda, genç öğrenci Sadi’ye bir telgraf gelir. Şöyle yazar: Sadi, seni bir kıvılcım olarak Avrupa’ya (Eğitime) gönderiyorum, alevler olarak geri döneceksin. Altındaki imza şöyledir : Reis-i Cumhur Mustafa Kemal. O genç delikanlı, Avrupa’daki eğitiminin ardından Türkiye’ye döner, ordinaryüs profesör olur. O delikanlı Başbakan Sadi Irmak’tır. Bu ülkenin gençlerine sesleniyorum: Sizi Alman gençlerden, İngiliz gençlerden, Amerikalı gençlerden daha iyi yetiştireceğiz. Her yıl 10 bin gencimizi yurt dışına göndereceğiz. Devlet verecek parasını. Eğitimi sonuna kadar parasız yapacağız. Söz veriyorum, öğrencilerim, evlatlarım; sizi tarikat yurtlarına muhtaç etmeyeceğiz. Size dil öğreteceğiz gençler. Dünyanın en iyi eğitim sistemini getireceğiz. Bunun dayatma olmadan yapacağız.
“16 YILDIR AKLIN NEREDEYDİ”
16 yıldır iktidar; polisler aklına gelmemişi öğretmenler aklına gelmemiş, hemşireler aklına gelmemiş, din görevlileri aklına gelmemiş, Aleviler aklına gelmemiş, şimdi (Erdoğan) diyor ki, polislere 3600 TL vereceğim. 16 yıldır aklın neredeydi senin? Ne zaman hatırladı? Muharrem İnce söyleyince. İnce korku böyle bir şey işte. O 3600’ü ben vereceğim, söz.
“EMEKLİLER KANUNU ÇIKACAK”
Emekliler, 1990'larda milli gelirin yüzde 17'si emeklilere aitti. Ramazan ve kurban bayramında 1000'er lira verecekler, o iş öyle olmaz. Emeklilerle ilgili kanun çıkaracağız. Emekliler Ramazan ve Kurban Bayramı'nda o anki asgari ücret ne kadar ise onu alacak. Gençler 19 Mayıs'ta ve Cumhuriyet Bayramı'nda 500'er yüz lira alacaksınız. Size bu paraları Erdoğan mı verecek hiç merak etmeyin size bu parayı Türkiye Cumhuriyet verecek.
“TARIM BAKAN YALANCI”
Erdoğan diyor ki polislere 3600 vereceğim. Size bunu kim hatırlattı. İnce korkusu böyle bir şey işte. Geçenlerde traktörü dayadım benzinliğe dedim ki bu ülkede bir yalancı var. Mazot 2.5 liraymış. Doldurduk depoyu 2,5 lira değil 5.72 lira. Demek ki neymiş, Tarım Bakanı yalancıymış.
AK PARTİLİLERE ŞİKAYET ETTİ
Zoruma giden bir şey var. Erdoğan diyor ki, bunlar camiyi de yıkar. Bu zoruma gidiyor. Ak Partili seçmenlere sesleniyorum. Ayıp ayıp! Cami senin babanın malı mı? Neredeyse gelmeyin camiye diyecek. İnsan böyle lafları söylemeye utanır. Bir daha böyle bir laf ederse perişan edeceğim onu meydanlarda.
“AL PROMPTER’INI ÇIK KARŞIMA”
Meydanlarda konuşacağımız şey ekonomi, ekonomi. Her gittiğim yerde ekonomi konuşacağım. Eğitim konuşacağım. Yüreğin yetiyorsa, prompter’ını al, danışmanlarını al, çık karşıma, ekonomi konuşalım.
“RABBİM ONU AFFETME”
Erdoğan, ne kandırıldım ne kandırdım diyor. Ben gerçekten merak ediyorum, bu lafı nasıl söyleyebiliyor? Defalarca kandırıldım dedi mi? Rabbim beni affetsin dedi mi? (Kalabalıktan ‘Evet’ sesleri). Ben de dua ediyorum, Rabbim onu affetme.
” 24 HAZİRAN’A KADAR TATİL YOK, HASTALANMAK YOK”
Tatile gitmek yok sakın ha sakın. 24 Haziran'a kadar hastalanmak yasaklanmıştır.
KEMALPAŞA’DA ÇOŞKULU KALABALIK KARŞILADI
Muharrem İnce Kemalpaşa’da şunları söyledi;
“Az yeyin, soymayın devleti, çocuk bezinden KDV almayın. Gerekirse milletvekilinin maaşından keseceğim,Çocuk bezinden KDV kaldıracağım
Venezuela devlet başkanı herkesle kavga etti, üretmedi, şimdi tuvalet kağıdı alamıyorlar. Bizim Marmaris gibi doğası var, petrolü var, her şeyi var ama açlıktan kırılıyorlar. Ey aziz Türk Milleti, bu seçimde değişimi sağlayamazsak 100 yıl aç kalırız.
Bana soruyorlar, parayı nereden bulacaksın? Sen Suriyeliler'e 40 milyar'ı nereden bulduysan oradan bulacağım.
Sarayları, köşkleri var, yetmiyor, şimdi de Marmaris'te 300 odalı yazlık Saray yaptırıyor. Ey AK Partili kardeşim, sen ona (Erdoğan'a) oy ver, o da sarayda yesin.”
ÖDEMİŞ’TE KONUŞTU
Ödemiş’e geçen Muharrem İnce, buradaki konuşmasında, “AK Parti döneminde kaç tane stadyum yaptılar? 265 tane yaptılar. Gerekli mi? Gerekli; ama fabrika mı gerekli stadyum mu? Fabrika gerekli. 265 stadyumu niye yapt? Bir, Atatürk ismini silmek için yaptı. İki, yandaşa rant sağladı. Üç, çocuklarımız işsiz kaldı. Stadyum dediğin şey haftada 2 saat çalışıyor. 30 günde 8 saat. Fabrika 24 saat çalışıyor. Erdoğan ile İnce arasında fark bu. Erdoğan diyor ki ‘Tüketim, Kanal İstanbul’. Kazdıracak, oradan avanta gelecek, rant gelecek, mama gelecek. İnce diyor ki ‘Bacası tüten fabrika gelecek’. Erdoğan, ‘İsrail’den tohum alalım’ diyor, ben de ‘Yerli tohumlarımızı geliştireceğim’ diyorum. Bakın farklarımız bunlar” dedi.
‘O FAKIBABA, MİLLET FAKİR BABA’
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’ya yönelik eleştirilerde bulunan İnce, “Tarım Bakanı’nın adı, Fakıbaba; milletin adı, fakir baba. O saman ithal edecek; ben yerli ırkları geliştireceğim, köylüyü destekleyeceğim. O, ‘Domates satalım’ diyecek, ben diyeceğim ki ‘Tarıma dayalı sanayi kurmamız lazım yani marka üretmemiz lazım’. Domates değil ya salça ya da ketçap satacağız. Bizim Mercedes’imiz yok, BMW’miz yok. Marka üreteceğim. Markası olmayan, arkada olur. Sizi iyi yetiştireceğiz; Fransız’dan, Alman’dan daha iyi yetiştireceğiz. Çağınızı bileceksiniz” diye konuştu.
nce, öğrencilere 19 Mayıs ve 29 Ekim günlerinde burs sözünü tekrarlayarak, “Verimli topraklarla yoksulluk kaderimiz olamaz. Bu yoksulluğu yırtıp, atacağız. Bunu gençlerle birlikte yapacağız” dedi.
‘SARAYPEREST CUMHURBAŞKANI’
Kadınların iş gücüne katılımını yüzde 32’den yüzde 50’ye çıkacaklarını dile getiren İnce, “Mutfakta et mi kaynar, dert mi kaynar? Siz bilirsiniz. Ocakta aş mı pişer, taş mı pişer? Siz bilirsiniz. Kadınların iş gücü katılımı yüzde 32. Bunu yüzde 50 yapacağız. Yani 100 çalışandan 32’si kadın, bunu 50 yapacağız. Bunu nasıl yapacağız? Her mahalleye bir kreş açacağız. Ev kadınlarını çalışan statüsüne sokacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çocuk konusundaki açıklamalarını da eleştiren İnce, şunları kaydetti:
“İçime dert olan bir konu. ‘3 çocuk yapın’ dedi, sonra dedi ki ‘5 çocuk yapın’. Orada bitirmemiş, ‘Sezaryen mezaryen yok’ diyor. Ona da karışıyor. Peki bir Muharrem İnce ne diyor? İster 3, ister 5 çocuk yap. Adamın parası var, her şeyi yerinde, 5 çocuk yapar; ama açsa nasıl yapacak? Aramızdaki fark şu. O diyor ki ‘3 çocuk yap, 5 çocuk yap’. Ben de diyorum ki benim görevim çocuk sayısını belirlemek değil, bu çocuk bezindeki KDV yüzde 18. Çocuğun donundan yüzde 18 vergi alan devletten adam olmaz. Çocuğun bezinden yüzde 18 vergi al sonra çocuk sayısına karış. Türkiye’yi nasıl kalkındıracaksın? ‘3 B’ ile. Barışacağız, büyüyeceğiz, adili bölüşeceğiz. Bu nasıl olacak? Bir, artık vatandaş tasarruf yapmayacak, devlet tasarruf yapacak. Mesela 40 milyar doları Suriyelilere harcamayacağız, haberiniz olsun. Mesela 2 milyar dolara saray yaptırmayacağım. Cumhurbaşkanının Ankara’da bir sarayı var, damatlar yan tarafta lojman var; ama hepsi orada yaşıyor. İstanbul’da da 5 saray var. 500 milyon dolar da onlara harcadı. Bir tane de 300 odalı yazlık saray yaptırıyor Marmaris’e. AK Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Senin vicdanına sesleniyorum. Ankara’da saray, İstanbul’da 5 saray, yetmedi Marmaris’te Turgut Özal zamanında 4 oda 1 salon vardı. O zaman yetmedi, 300 odalı saray yaptırıyor yani sarayperest bir cumhurbaşkanı.”
‘AKLIMIZI BAŞIMIZA ALIRSAK GÜNEY KORE OLURUZ’
Türkiye’nin sonunun ya Güney Kore ya da Venezuela gibi olacağını ileri süren Muharrem İnce, “Yıl 1980; Türkiye’nin milli geliri 2 bin dolar, Güney Kore’nin de 2 bin dolar. Asya krizi oluyor, Kore iflas ediyor. Devlet 5 büyük şirketi çağırıyor. ‘Rekabet etmeyeceksiniz, dünyayla rekabet edeceksiniz’ diyor. 5 şirketin şimdiki ihracatı 250 milyar dolar. Şimdi milli gelir 30 bin dolar. Türkiye’de ise 7 bin dolara düştü. Bir de Venezuela var. 300 milyar varil petrol üretiyor ama devlette tek adam var. Petrolün gelirini halka aktarayım, halk üretmesin; diyor. Halk üretmemiş ve sonunda üretmeyen ekonomi çöküyor. Şu anda en büyük petrol üreticisi Venezuela, tuvalet kağıdı alamıyor. Aklımızı başımıza alırsak Güney Kore oluruz ama bedava yaşamaya çalışırsak tuvalet kağıdı bulamayız. Karar sizin” diye konuştu.