1. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Haliç Üniversitesinin kurucu vakfıdır. Üniversitenin mütevelli heyeti ve mütevelli heyeti başkanı Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı tarafından seçilir.
2. 30.MAYIS. 2012 yılında Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’ nın mütevelli heyeti tarafından Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak seçilir. Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN seçilir seçilmez bağımsız bir denetim kuruluşuna üniversitenin mali yapısını inceletir ve daha önceki yönetimin 6 milyon TL lik kasa açığı ve toplamda 15 milyon TL lik bir yolsuzluğunu bulur ve eski yönetici Gündüz Gedikoğlu, ailesi ve diğer yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunur.
3. Her ne hikmetse o zaman ki YÖK Başkanı Sayın GÖKHAN ÇETİNSAYA, Sayın hocamız Prof. Dr. Ali Sinan ARTAN’I ödüllendireceğine görevden alma yazısı gönderir ve akabinde illegal bir genel kurulla Gündüz Gedikoğlu ve ailesinin can simidi olarak sarıldıkları MANSUR TOPÇUOĞLU paralel kudreti sayesinde yönetime getirilir.
4. Bunun üzerine Mütevelli Heyeti Başkanı olan Sayın ALİ SİNAN ARTAN da Ankara 11. İdare Mahkemesi ‘ne başvurarak Ankara 11. İdare Mahkemesinin 11.06.2013 tarih ve 2012 / 1426 Esas ve 2013 / 896 Sayılı Kararı alır ve T.C. Danıştay 8. Dairesi de 10.09.2013 tarih ve 2013 / 7968 Esas sayılı bu kararı onar.
5. Sayın hocamız kararı YÖK’e tebliğ eder. YÖK’ün Sayın hocamızı görevden aldığı gibi göreve iade etmesi gerekirken topu Bizim Lösemili Çocuklar Vakfına atar ve vakfa hocamızın göreve iadesi için yazılar yazar. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı yöneticileri ve Gedikoğlu ailesinin hocamızı geri göreve ataması mümkün değildir.
6. Sayın hocamız Danıştay kararını mülki amire uygulatarak üniversiteye kolluk kuvveti ile oturur ancak aynı gün dönemin İstanbul valisi HÜSEYİN AVNİ MUTLU vali yardımcısı HAYRULLAH SUN ve Şişli emniyet müdürü ÜNAL ALTINER Üniversiteye bizzat gelerek olaya müdahil olurlar ve Prof. Dr. ALİ SİNAN ARTAN’I DARP EDEREK üniversiteden dışarı atarlar. ( Not: bu üç isimde paralel yapı kapsamında tutuklanmış bulunmaktadır)
7. Sayın hocamız o zaman ki YÖK Başkanı’na da yargı kararının uygulamamaktan dolayı ceza davası açar ve kazanır.
8. Ancak buna rağmen Gündüz Gedikoğlu ve FEHMİ KORU tarafından desteklenen Av. MANSUR TOPÇUOĞLU tarafından oluşturulan çete tarafından yaklaşık 4 yıldır üniversiteye sokulmamış ve hem vakıf ve hem üniversite akıl almaz bir borç batağına düşürülmüştür.
9. Haliç Üniversitesinin bütün şikâyet ve çabalarımıza rağmen soyulmasında YÖK yönetiminin ve başındaki YEKTA SARAÇ’IN duyarsız tavrı olduğu çok açıktır.
Sonunda şikâyetlerimiz doğrultusunda 2016 yılında Haliç Üniversitesinin hesapları iyice incelenmiş ve YEKTA SARAÇ’IN muhalefet şerhine rağmen YÖK denetleme kurulunun raporu doğrultusunda yolsuzlukları tespit edilen yönetime el çektirilerek Yönetim geçici olarak Hami Üniversite olan İstanbul Üniversitesine verilmiştir
NELER OLMUŞTU?
YÖK üyesi Emin Zararsız, tarihi vurgun yaşanan Haliç Üniversitesi’ndeki yolsuzlukları anlattı: Üniversitenin piyasaya 180 milyon TL borcu var. Üniversiteyi kazanamayan öğrenciler bile üniversiteye kaydettirildi.
Türkiye'de ilk kez YÖK'ün faaliyet iznini durdurarak İstanbul Üniversitesi'ne devrettiği Haliç Üniversitesi'nde ortaya çıkan yolsuzluklar, Cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim yolsuzluğu olarak tarihe geçti. Üniversitenin Mütevelli Heyet Başkanı İstanbul'da AVM alabilecek kadar zengin olurken, sahibi bulunduğu Yeni Yüzyıl gazetesinin ise tüm demirbaşlarını üniversiteye aldırdığı tespit edildi. YÖK tarafından Haliç Üniversitesi'ne gözlemci üye olarak görevlendirilen YÖK Üyesi Dr. M. Emin Zararsız, Haliç Üniversitesi'ne el konulmasına neden olan yolsuzluklar ve eski Mütevelli Heyet Başkanı Mansur Topçuoğlu ile ilgili iddiaları SABAH'a değerlendirdi. İşte özetle Zararsız'ın anlattıkları:2014'TE DENETİME İZİN VERMEDİ
2014'te yapılan denetimlerde üniversitenin kasa açığı verdiği tespit edildi. İkazlar dikkate alınmadı, 2016'da ise üniversitenin usulsüz kaynak aktarımı yaptığı, çalışanların maaşlarının ödenmediği, üniversitenin piyasaya yüz milyonlarca lira borcu olduğu ihbarları üzerine yapılan denetimlerde, eski mütevelli heyeti başkanı Topçuoğlu'nun belge verilmesini engelleyerek denetime izin vermediği tespit edildi. YÖK 12 Mayıs 2016'da üniversitenin faaliyet izninin durdurulmasına ve yönetimin garantör üniversite olan İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesine karar verdi.
ÇEKLERİ ÇUVALLA KAÇIRIYORDU
Polis eşliğinde İstanbul Üniversitesi yönetiminin Haliç Üniversitesi'nde yönetimi devralmaya gittiği gün, Topçuoğlu'nun odasındaki 68 bin TL'lik nakit para ile öğrenci senet ve çeklerini çuvala koyarak arabasının bagajına götürttüğü, muhasebe kayıt sisteminde gelir ve gider kaydını sildirmeye çalıştığı tespit edildi. Paralar, senet ve çekler kurtarılırken, muhasebe işlemleri uzman ekipler tarafından incelemeye alındı. Yapılan incelemelerde yüzyılın vurgunu ortaya çıktı.
Üniversitede çalışan birine ait bir dershane, Özel Haliç Koleji olarak yüzde 75'i Topçuoğlu ve yüzde 25'i baldız C.A. tarafından satın alınıyor. Kolejin Yeşilköy'deki binasına üniversite kaynaklarından tadilat yaptırılıyor, üniversitenin meslek yüksekokulunun bulunduğu binanın yarısı bu koleje kiralanıyor. Üniversite aynı binaya aylık 500 bin TL kira öderken, kolej 20 bin TL kira ödeme anlaşması yapıyor. Üniversite personeli olan 15 kişi Haliç Koleji'nde çalıştırılıyor. Haliç Üniversitesi halen koleje 387 bin TL borçlu gözüküyor.
PARALAR 'MASAL' OLDU
Ortakları arasında yönetmen Sinan Çetin ve Mansur Topçuoğlu'nun akrabası Remzi Topçuoğlu'nun da bulunduğu Imageroom Reklam Ajansı ve Masal Prodüksiyon Şirketi, kira ödemeksizin üniversitenin binasını kullanıyor. Çalışan 35 kişinin maaşları üniversiteden ödenirken, şirket adına alınan 376 bin TL değerindeki demirbaş üniversite tarafından karşılanıyor.
Mansur Topçuoğlu, Prestige Mall AVM'yi satın alarak AVM'nin temizlik, kırtasiye ve çalışanların iş kıyafetlerinin ödemesini Haliç Üniversitesi'nden yaptırıyor. AVM'de prestijli firmaların yer alması için üniversite personeli girişimlerde bulunuyor.
SGK'DAN PRİM KAÇIRILDI
Üniversite giriş sınavında barajı geçemediği için herhangi bir üniversiteye kayıt yaptıramayan lise mezunu 28 öğrencinin, özel öğrenci statüsüyle 2014'ten itibaren üniversiteye kayıtları yapılmış. Kanunlara göre böyle bir uygulama mümkün değil.
Üniversitenin piyasaya 180 milyon liraya yakın borcu var. Ayrıca üniversite personelinin ücretleri asgari ücretten, hocaların ders saatlerinin en alt limitten gösterilerek SGK'dan prim kaçırıldı. Normal şartlar altında 9 bin kadar öğrencisi olan Haliç Üniversitesi'nin yıllık ortalama 80 milyon TL geliri ve iyi bir yönetime sahip olması halinde ise tüm binaları kiralık olmasına rağmen 70 milyon TL gideri olacağı tahmin ediliyor.
BALDIZIN TERAS GIDASI İHYA EDİLDİ
Mansur Topçuoğlu'nun baldızı C.A.'ya ait olan Teras Gıda Ltd. Şti. ihale yapılmaksızın üniversitenin tüm kampuslarındaki yemek, kantin, kafeterya, organizasyon işlerini 10 yıllığına devraldı. Buna karşılık Teras Gıda, 3 yıl ödemesiz olmak üzere yıllık 60 bin TL kira ödemesi yapacak ve ayrıca kullandığı elektrik, su, doğalgaz vb. giderleri de ödeyecekti. Ancak şirket bugüne kadar üniversiteye hiçbir ödeme yapmadı. Ayrıca şirket, üniversiteden 10 yıllığına kiraladığı kantinleri başka işletmelere kiralayarak yıllık toplam 310 bin dolar tahsil etti. Topçuoğlu'nun talimatıyla üniversite hesaplarından Teras Gıda'ya karşılıksız 1 milyon TL'den fazla ödeme yapıldı.
ÖĞRENCİLER HALA BORÇLU GÖZÜKÜYOR
Mansur Topçuoğlu'na ait olan Reyman Hukuk Bürosu, üniversitenin genel vekili olarak tayin edilmiş. Üniversitede eğitim ücretlerini senet karşılığı ödeyen öğrenciler ödemelerini bu büroya yapmış, ancak ödemeler üniversite hesabına geçirilmemiş. Dolayısıyla öğrenciler sistemde hâlâ borçlu gözüküyor. Topçuoğlu'nun şahsına ait olan Yeni Yüzyıl gazetesinin tüm demirbaşları üniversite tarafından alınmış. Gazete, üniversiteye ait binayı tek kuruş kira ödemeden kullanıyor, gazetede çalışan 110 kişinin ücretleri yine üniversitece ödeniyor. Hatta gazetenin günlük dağıtımı bile üniversitenin araçlarıyla yapılıyor..Kaynak.https://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/07/06/halic-universitesinde-asrin-egitim-vurgunu-1467779013
Mansur Topçuoğlu’na 12.3 milyonluk dolandırıcılık davası!
Haliç Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti ve Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı eski Başkanı Mansur Topçuoğlu hakkında, görevde bulunduğu dönemde üniversite ve vakfı 12.3 milyon lira dolandırmak üzere muvazaalı senet hazırladığı iddiasıyla ‘dolandırıcılık’ suçundan iddianame düzenlendi.
Haliç Üniversitesi eski Mütevelli Heyeti Başkanı Mansur Topçuoğlu hakkında 'dolandırıcılık' suçlamasıyla iddianame düzenlendi. İddianamede, Topçuoğlu'nun yetkilisi olduğu bir şirket kanalıyla Haliç Üniversitesi ve Lösemili Çocuklar Vakfı'ndan 12.3 milyon lira menfaat temin etmek üzere muvazaalı senet düzenlediği kaydedildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye göre, İstanbul 28. İcra Dairesi tarafından, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın Haliç Üniversitesi'nin 12.3 milyon liralık borcuna ilişkin bir dosya kapsamında kefil gösterildiği, vakfın bir taşınmazının üzerine haciz konulduğu, bu taşınmazın da icra yoluyla satılmak istendiği, fakat Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile yapılan görüşmede Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın gayrimenkulünü satmak üzere yetki belgesi almadığının anlaşıldığı savcılığa bildirildi.
Bu ihbar üzerine soruşturmaya geçildiği anlatılan iddianamede, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mansur Topçuoğlu ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Sübar'ın 1 Haziran 2016 tarihinde İstanbul 28. İcra Dairesi'ne başvurarak Haliç Üniversitesi aleyhine Hukuk Sepeti isimli şirket tarafından başlatılan icra takibine, vakıf adına icra kefili olduklarını beyan ettikleri ve müdürlükçe kefillik talebinin kabul edildiği kaydedildi. Alacaklı vekilince vakıf adına taşınmazların haczi hususunda Şişli, Bodrum, Beyoğlu, Kadıköy, Gaziosmanpaşa ve Fatih Tapu Müdürlükleri'ne haciz müzekkereleri yazıldı.
SENET BEDELİ 12.3 MİLYON
Alacaklı şirket, vakfın Şişli İlçesi'ndeki taşınmazın satışı hususunda icra işlemi başlattı. Takibe dayanak olan senedin bedelinin 12.3 milyon TL olduğu, keşidecisinin Haliç Üniversitesi, lehtarının ise Mansur Topçuoğlu olduğu, en son senedin Hukuk Sepeti Ltd. adına ciro edildiği kaydedildi.
ALACAKLI ŞİRKETİN DE YETKİLİSİ
İddianamede, Haliç Üniversitesi'nin Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'na ait Vakıf Üniversitesi olduğu, Mansur Topçuoğlu'nun aynı vakfın başkanı ve yine dosya alacaklısı Hukuk Sepeti Ltd.'nin de yetkilisi olduğu kaydedildi.
YETKİ BELGESİ YOK
Topçuoğlu'nun vakfın gayrimenkullerini Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden aldığı yetki belgesiyle borca kefil için teminat göstermesi gerekirken Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'na 2016 yılı içerisinde verilmiş böyle bir yetki belgesinin bulunmadığı kaydedildi.
Mansur Topçuoğlu'nun iddianameye yansıyan ifadesinde, yaptıkları işlemlerde usulsüzlük olmadığını, sadece vakfa ilişkin bir tapunun devir işlemi olması halinde iddia edilen yetki belgesinin gerekli olduğunu ileri sürdü.
BİLİRKİŞİ OYUNU ÇÖZDÜ
Soruşturma kapsamında bilgisine başvurulan bilirkişi ise, vakıfların resmi dairelerdeki iş ve işlemlerini yönetim kurulu kararıyla Vakıflar Bölge Müdürlükleri'nden aldıkları yetki belgeleriyle yapılabileceği, Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın 12.3 milyon liralık senede kefil olması için Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden herhangi bir yetki belgesi almadığını tespit ettiği yönünde rapor sundu.
KARAR DEFTERİ ORTADA YOK
Bilirkişi, Haliç Üniversitesi'ne ait karar defterinin ortada olmadığı için 12.3 milyon liralık senet ile alakalı bir yönetim kurulu kararı olup olmadığının tespit edilemediğini belirtti. Bilirkişi, Topçuoğlu'nun söz konusu meblağdaki senedi tek başına imzalayamayacağı, ayrıca söz konusu senedin Haliç Üniversitesi Ticari Defteri'ne işlenmediğini de belirledi.
Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nda yapılan araştırmada ise, önceki dönemlere ait belgelerin olmadığından dolayı vakfın söz konusu senet ile alakalı bir kararının olup olmadığı da belirlenemedi. İddianamede, 'Söz konusu senedin muvazaalı olarak düzenlendiği' ifadesine yer verildi.
AĞIR CEZADA YARGILANACAKLAR
Mansur Topçuoğlu ve Mehmet Sübar hakkında 'Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' ve 'Kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık' suçlamaları kapsamında ceza istendi. Şüpheliler ilerleyen günlerde Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Kaynak.https://www.sabah.com.tr/yasam/2018/05/29/12-milyonluk-vurgun-iddiasi
Yazar Fuat Uğur Soruları
İŞTE BENİM SORULARIM:
Prof. Atar geçtiğimiz günlerde YÖK tarafından güya uzaklaştırılıyor, diye Kırgızistan'daki Kırgız-Türk Manas Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti Üyeliğine atandı. Kırgızistan, FETÖ'nün en güçlü olduğu ülkelerin başında geliyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, FETÖ'nün bu ülkede darbe yapabileceği konusunda uyaran bir açıklama yapmıştı.”