Düzce'de saat 04.08'de, 5,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Gölyaka ilçesi olan deprem, beklenen İstanbul depremiyle ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi.İstanbul Planlama Ajansı tarafından hazırlanan “İstanbul’un Ana Gündemi: Deprem” raporuna göre, İstanbul büyük risklerle karşı karşıya. Bilim insanları, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın İstanbul’un güneyinden geçen kısmında enerji birikmesi olduğunu ve bunun da büyüklüğünün 7’nin üzerinde bir depreme neden olabileceği uyarılarını yapmaya devam ediyor.
İstanbul’da deprem riski Avrupa Yakası’nda Haliç ile Küçükçekmece Gölü arasındaki bölgeye, sahil hattında
Bakırköy,
Zeytinburnu ve
Fatih ilçeleriyle nüfus yoğunluğu yüksek olan
Bahçelievler,
Güngören,
Bağcılar,
Esenler,
Bayrampaşa ve
Küçükçekmece ilçelerini kapsayan bir alanı tehdit ediyor. Marmara Denizi’nde Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelmesi beklenen depremin olası sonuçları tartışılmaya devam ederken, rapora göre 7,5 büyüklüğünde bir depremde şu anda hafif, orta ve yüksek hasar görecek bina rakamının 500 bine ulaşacağı görülüyor.
OLUŞACAK HASARLAR ÖNGÖRÜLENDEN KAT KAT FAZLA
2019’da tamamlanan hasar tahmin çalışmalarına göre İstanbul’da 48 bin binanın ağır, 146 bin binanın orta hasar alacağı tahmin edilirken; Hızlı Tarama Yöntemleri ile ağır ve orta hasar alması beklenen bina sayısının kat kat fazla olduğu ortaya çıktı. 2019 yılında yapılan çalışmalarda, yaklaşık 195 bin binanın depremde hasar alması beklenirken, yapılan yeni çalışmalar oluşacak hasarların öngörülenden daha fazla olacağı yönünde. Öngörülen depremin sadece yapı stokuna değil, altyapı sistemlerine de ciddi zararlar vereceğini ortaya koyan rapora göre, deprem sonrası meydana gelecek tsunami sonrası Marmara Denizi kıyısında bulunan tüm ilçeler ek risklere maruz kalacak.
SON 20 YILDA ELDE EDİLEN 1,4 TRİLYON LİRAYLA İSTANBUL’DAKİ RİSKLİ YAPILAR 4 KERE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİRDİ
Rapora göre, İstanbul’da son 20 yılda tamamlanan ve yapımı devam eden büyük ölçekli inşaat projeleri, mevzuata aykırı uygulamalar ve imara açılan alanlarda üretilen inşaat alanları ile elde edilen 1,4 trilyon lira maddi kazançla İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların tamamı 4 kere dönüştürülebilirdi. İstanbul’da son 20 yılda tamamlanan ve yapımı devam eden büyük ölçekli inşaat projeleri, mevzuata aykırı uygulamalar ve imara açılan alanlarda üretilen inşaat alanları ile elde edilen maddi kazanç 1,4 trilyon lira olarak açıklanmıştı.Rapora göre, elde dilen bu maddi kazanç ile İstanbul’daki orta ve üzeri riskli yapıların tamamı 4 kere dönüştürülür ve İstanbul’un deprem riski önemli ölçüde azaltılabilirdi.
İSTANBUL’DAKİ HASARLI BİNALARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİNİN MALİYETİ İBB’NİN 2022 BÜTÇE GELİRLERİNİN 10 KATINDAN FAZLA
Rapora göre, 1999 Marmara Depremi’nde verilen kayıpların ekonomik değeri 5 ile 13 milyar dolar arası olarak belirlenirken, deprem sonrası ülkenin en gelişmiş bölgesinin aynı zamanda en çok deprem tehlikesine maruz alanlardan biri olması tartışmaları da beraberinde getirmişti. Deprem konusunda zorunlu ve en temel risk azaltma yöntemlerinden biri olan fiziksel hasar görebilirliğin azaltılması yani kentsel dönüşüm sorumluluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yüklenmiş durumda.Ancak İstanbul’daki orta ve riskli üzeri binaların dönüştürülmesi maliyeti, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2022 bütçe gelirlerinin 10 katından fazla.Bu durum deprem riskinin azaltılmasında kentsel dönüşüm sorumluluğunun belediyelerin kaldırabileceğinden çok daha ağır bir yük olduğu anlamına geliyor.
23 YIL GEÇTİ HALA TEDBİRLER YETERSİZ
1999 Gölcük ve Düzce depremlerinin ardından geçen 23 yıl içinde hala tedbirlerin alınmamış olması ise endişe verici. Deprem raporuna göre, İstanbul kentleşmiş alan yüzölçümünün %3,5’inde alan bazlı kentsel dönüşüm uygulamalarının gerçekleştiği (6306 sayılı kanun ve 5393 sayılı kanun uyarınca) ve 70 bin 529 adet binanın parsel bazlı kentsel dönüşüme girdiği tespit edilebiliyor.İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanlığı’nca PERA Hızlı Tarama yöntemiyle yapılan güncel tahminler doğrultusunda 7,5 büyüklüğündeki olası İstanbul depreminde 86 bin binanın ağır ve üzeri öngörülmüşken, söz konusu oranların oldukça yetersiz olduğu görülüyor.
İMAR AFLARI DEPREM RİSKİNİ ARTIRIYOR
1999 Marmara Depremi sonrasında birçok uzmanın ve yetkilinin hemfikir olduğu konu imar aflarının deprem riskini artırdığı yönündeydi. Buna karşın 2003 yılından günümüze çıkartılan yedi imar affı, riskli yapıların dönüştürülmesinde önemli bir zafiyeti ortaya çıkardı.Seçim dönemlerinin önemli hamlelerinden biri hâline gelen imar afları, hazineye ait taşınmazların üzerinde bulunan yapı sahiplerine satışından, yönetmeliğe uymayan kaçak yapılara altyapı götürülmesine, kaçak ya da kullanım izni bulunmayan, imar planlarına aykırı yapıların ücret karşılığı “Yapı Kayıt Belgesi” düzenlenmesine kadar farklı araçlarla, yönetmeliğe uymadan yapılmış yapıların ücret karşılığında yasallaşmasına olanak sağladı.