AKP iktidarında en çok kamu ihalesi alan şirket olarak bilinen, muhalefetin sık sık eleştirdiği Cengiz Holding yine bir ihale alımıyla gündeme geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Sinop’un Boyabat ilçesi Karaburun bölgesinde bakır maden sahası tesisi kurmak için 15 Ekim'de yapılacak 3.5 milyar lira değerindeki ihalenin Cengiz Holding’e verileceğini açıkladı.Maden Tetkik ve Arama’nın (MTA) verilerine göre; bölgede 79 milyon 800 bin ton maden rezervi bulunurken, üretilebilir durumda 1 milyon 220 bin ton bakır, 177 bin ons altın, 279 bin ton da çinko var. Rezervin mali değeri ise 13.3 milyar dolar yani 456 milyar lira.
'13 MİLYAR DOLARLIK REZERV ŞİRKETİN OLACAK'
Deniz Yavuzyılmaz, ihaleyle ilgili şunları söyledi:"Bu alanda bizzat MTA tarafından belirlenen 13.3 milyar dolarlık bakır, altın ve çinko rezervi var. Maden Sahasında üretilecek bakırın piyasa değeri ihale şartnamesine göre bizim yaptığımız hesaplamalarla birlikte 100 milyar lira. Ancak sahanın rekabetten uzak bir şekilde ihale bedeli 3 buçuk milyar lira. Aradaki fark 28 kat.İhaleyi 3.5 milyara alacak olan şirket 10 yıl üretim yapacak. Bu sürede ihaleyi alacak firma 100 milyar lira değerinde maden elde edecek ve bunun sadece yüzde 1’ini MTA’ya verecek. 10 yıl sonra da alandaki 13 milyar dolarlık rezerv tamamen kendisinin olacak.
'İZABE TESİS ŞARTI ŞİRKETE YARAYACAK'
Şartnamede ihaleye girecek firmanın izabe tesisine sahip bulunması hükmü var. Bakırı zenginleştiren bu tesis, sadece Cengiz Holding’de var. Samsun’daki bu tesisi 2004’te 33 milyon dolara devletten özelleştirmeyle aldılar. Aynı tesisi bugün kurmak 300 milyon dolara mal oluyor. İhaleye tek firma katılsa ve rekabet oluşmasa bile, izabe şartı nedeniyle maden sahasını Cengiz Holding ya da onun adına girecek firma alacak.Cengiz Holding Türkiye’deki bakır üretimini sağlayan tesisi 2004 yılında AKP marifetiyle devletten özelleştirme yoluyla çok cüzi bir rakama 33 milyon dolara devraldı bugün itibarıyla aynı tesisi kurmak istese bir başka şirket 300 milyon dolar gibi bir rakama ihtiyacı var. Bu şekilde yapılan ihalelerde Cengiz Holding’i devasa bir avantaja kavuşturuyor. Bu şekilde yapılan ihalelerle bakır maden sahalarını adeta topluyor. Kendisi doğrudan ihaleye girerek de alabiliyor, kendisini gizlemek istediğinde ise bir başka şirket aracılığıyla da.Ankara’daki Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) binasında yapılacak olan ihaleyi, rekabet oluşmasa dahi, izabe tesisi şartı nedeniyle Cengiz ya da devir amacıyla onun adına girecek bir firma alacak. Daha önce Elazığ’da benzer bir ihaleye yapılmış, izabe tesisi kuracağı vaadi ile ihaleyi alan şirket kısa süre sonra bundan vazgeçip alanı Cengiz’e devretmişti. Yeni ihalede de Cengiz Holding’in adının tartışılmasını önlemek amacıyla aynı taktiğin uygulanabileceği belirtildi."
CENGİZ HOLDİNG: BİR AVANTAJIMIZ YOK
Yavuzyılmaz’ın ihaleyle ilgili iddialarına yanıt veren Cengiz Holding, şu savunmayı yaptı:"Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından Sinop ili sınırları dahilinde bulunan ER:3416434 sayılı IV. Grup maden sahasının bakır uç ürün üretimine yönelik tesis kurulması veya kurulu tesiste kapasite artışı yapılması şartı ile ihale edilmesine dair ihale ilanı 20.09.2024 tarihli Resmi Gazete’de ilan edilmiştir. Bu ihale ve şartnamesi hakkında şirketimiz, kamuoyu ile eş zamanlı bilgi sahibi olmuştur.Bahse konu ihale, maden mevzuatı hükümlerinde öngörüldüğü şekilde kapalı teklif ve açık artırma ihale usulüne göre yapılacaktır. Şartname ve ihale dokümanlarına göre teklif sahibinin yılda asgari 2.000.000 ton tüvenan cevheri ve bu tüvenan cevherinden yılda asgari 20.000 ton bakır uç ürünü üretecek nitelikte tesisi 4 yıl içinde kuracağını taahhüt etmesi, ihaleye katılım için yeterlidir. Ayrıca MAPEG’e başvuru halinde bu sürenin 5 yıla çıkarılması da mümkündür.
'BU İHALELER TÜM DÜNYADA BÖYLE'
Dolayısıyla bu konuda mevcut bulunan izabe tesisin kapasitesinin artırılması veya belirlenen sürede tesis kurulacağının taahhüt edilmesi arasında ihalenin kazanılması açısından hiçbir avantajlı durum bulunmamaktadır. Öte yandan tüm dünyada; aralarında madenciliğin de bulunduğu bazı stratejik alanlarda yapılan ihalelerde, ürünün yarı mamul olarak yurt dışına satılmasını önlemek ve katma değeri ülkede tutmak için uç ürün tesisi şartı aranmaktadır."